Uşak'lı CHP'liler Dilek Akagün Yılmaz'a Tavrından Dolayı Destek Çıkıyor
Dilek Akagün Yılmaz; Lise yıllarından beri sol fraksiyonda aktif olarak siyasetin içinde bulunan, 1988 yılında o dönemin soldaki en önemli adreslerinden olan SHP'ye üye olduğundan bu yana ulusalcı ve taviz vermez bir uslup ile Atatürkçü bir çizgi takip ettiği bilinen, meclis kulislerinde 24. Dönemin belki de en çok konuşulan milletvekili...
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirir bitirmez üye olduğu SHP'den, üye olduktan yalnızca bir yıl sonra yani 1989 yılında Belediye Meclisi üyesi oldu. O yıllardan bu güne gerek SHP'de ve gerekse CHP'de İl Yönetim Kurulu üyeliğinden tutunda Disiplin Kurulu üyeliğine ya da Merkez İlçe Başkanlığı'na varana dek partinin değişik kademelerinde sürekli aktif görev aldı. Nihayetinde Haziran 2011 seçimlerinde CHP'nin önseçime gittiği 29 ilden birisi olan Uşak'ta önseçimi üstelik açık ara denilebilecek bir farkla Dilek Akagün Yılmaz aldı ve 1. Sıra adayı olarak seçimlere girdi.
Seçim çalışmaları sırasında gösterdiği performans ile adaylar arasında hem en çok gündeme oturan isimlerden birisi olmuştu. Seçimlerin gündeme oturan Ak Parti'nin 3. sıra adayı Hazim Sesli'den sonra hemen hemen en çok gündeme gelen isim yine Dilek Akagün Yılmaz olmuştu. Seçimlerde beklendiği gibi CHP 1 Milletvekili çıkartmış ve1. sıra adayı olan Yılmaz, milletvekili olarak Uşak'ı temsil etmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gitti. Vekil olur olmaz önce yemin krizi ile imtihan edilen çiçeği burnunda vekil, Türkiye'nin genel politikasında ard arda gelişen olaylar karşısında kimilerine göre mübalağalı bulunabilecek bir hassasiyet gösterdi ve sık sık meclis kürsüsüne çıkarak marjinal konuşmalara imza attı. Öteden beri ulusalcı çizgisini muhafaza ettiği bilinen Yılmaz, yalnızca iktidar partisi ile değil kendi parti yönetimi ile de zaman zaman fikir ayrılıklarına düşmüştü. Bu arada Uşak'ta öteden beri parti içi rekabette yarıştığı isimlerin yanına yeni isimler eklenmiş ve Uşak'ta da kendisine muhalefet eden kişi sayısı artmıştı. Lakin gerek Ankara'da, gerekse Uşak'ta gösterdiği performans, çıktığı televizyon programlarında ve meclis kürsüsündeki söylemleri ve duruşu ile de takdir toplamaktaydı.
Nihayet geçtiğimiz günlerde CHP'nin kapalı olarak gerçekleştirilen grup toplantısında, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'na "CİA Ajanısın" dediği ve iki milletvekilinin tartışmanın ötesinde birbirlerinin üzerine yürüdüğü yönünde bir iddia ortaya atıldı. Kapalı grup toplantısında cereyan eden bu olayın ve sarfedilen sözlerin dışarıya özellikle de basına sızdırılması ne kadar etiktir, bu sızdırma kimler tarafından hangi maksatla gerçekleştirilmiştir? bu sorular cevap bekleye dursun; Yılmaz'ın Tanrıkulu'na CİA AJANI dediği gerekçesi ile disipline sevk edildiği haberi gündemde adeta bomba etkisi yarattı.
Daha önce Diyarbakır BARO Başkanlığı görevi yürüten bir önceki seçimlerde DTP'den (Günümüzdeki uzantısı BDP olan Parti) Milletvekili adayı olmuş, ancak dönemin DTP'li kurmayları kendisini listeye almamıştı. CHP'ye geçişi gerek BDP'liler tarafından gerekse CHP'nin ulusalcı kanadından ciddi anlamda eleştirilen Tanrıkulu'nun cemaatin medyadaki seslerinden biri olan Polis Akademisi eski Öğretim üyesi Önder Aytaç ile de yakın bir ilişki içerisinde olduğu iddia edilmiş ve Tanrıkulu ile ilgili ulusalcı cephede ciddi şüpheler uyanmasına sebep olan buna benzer bir çok iddia kulislerde de konuşulmuştu. Diyarbakır BARO Başkanlığı yaptığı dönemde Başbakan'ı ziyaret ederek Kürtçe eğitim hakkı isteyen Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan tarafından "yalan söylüyorsun" şeklinde azarlanması ile tanınan bir isim. 2006 yılında Diyarbakır'da bir parkta termos içerisine yerleştirilmiş bomba patlatılmış saldırıda 7'si çocuk 10 kişi hayatını kaybetmişti. O dönemde saldırıyı Türk İntikam Tugayı üstlenmiş, hatta Türk İntikam Tugayı'nın sitesinde termoslu bombanın fotoğrafları sergilenmişti. O dönem yine BARO Başkanı olan Tanrıkulu olayın faillerinin bulunmasını istediği yönünde sık sık açıklamalarda bulunurken, sürekli bir yerleri işaret edercesine "biz faillerin kimler olduğunu biliyoruz" deyip duruyordu. Soruşturmanın ardından olayın arkasından PKK çıkmış ve bizzat olayın failleri yakalandıklarında verdikleri ifade de bu olayın PKK tarafından Kürt-Türk çatışması için tertiplendiğini kabul etmişlerdi. O dönemde işin arkasından PKK'nın çıkmasının ardından herkes adeta suspus olmuştu.
Neyse; konumuz; Tanrıkulu değil zaten sadece Dilek Akagün Yılmaz'ı yakınen tanıyan Uşak kamuoyunun henüz 2010 yılında CHP'li olan Tanrıkulu'nun da hakkında bilgi sahibi olmayı isteyebileceğini düşünmüştüm. Asıl konumuza gelelim ve daha fazla uzatmadan hülasa edelim yazıyı. CHP Uşak örgütünün gündemine de Dilek Yılmaz'ın disipline verildiği haberi bomba gibi düştü. O günden beri Uşak Haber Merkezi ekibi olarak bir şeyler karalamak için acele etmedik. Çünkü olayların netleşmesini ve tepkileri gözlemlemeyi yeğledik. Disiplin kararının alındığı günden beri görüştüğümüz hemen her CHP'li, Yılmaz'ın bu tavrını doğru bulduğunu söylerken destek için Genel Merkez'i mail ve telefon yağmuruna tutma hazırlıklarının da olduğu bilinmekte. Yıllardır kendisi ve eşi ile parti içi rekabet içerisinde bulunan Esat Beylerce gibi CHP'nin etkin isimlerinin bile Yılmaz'ı bu konuda destekliyor olmasının yanısıra CHP İl Başkanı ya da Merkez İlçe Başkanı'nın konuya ilişkin açıklama yapmaması da kulislerde ilginç diyaloglara yol açmakta. CHP'li tabanın "ülke elden gidiyor", "Cumhuriyet rejimi tehdit altında" gibi kaygılar ile küskünlüklere kırgınlıklara son vermeye hazır göründüğü böyle bir süreci tam da yerel seçimler öncesi örgütün iyi değerlendirmesi gerektiğini düşündüğünü söyleyen görüştüğümüz bazı partililer; "bu durum CHP açısından ve Türkiye açısından ciddi bir fırsata da dönüştürülebilir" şeklinde konuşuyor.
Sonuç itibarı ile şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki açılım süreci adı altında yaşananlar ve Yılmaz'ın yaşadığı olaylar CHP tabanını Uşak'ta kenetleyeceğe ve harekete geçireceğe benziyor. Bu da demektir ki önümüzdeki günler politika arenasında oldukça hareketli zaman dilimlerine gebe, hayırlısı olsun diyorum Vesselam...
kdevrimci,yurtsever vekilin tüm tutum ve daranişlarini destekliyor. yaninda olduğumuzu iletirim. yakindan takip ediyoruz.
ataşehir-istanbul
uşak chp ilk defa vekil gibi vekil buldu uyanın be hey uşak teşkilatı uyanın da vekilimizi sahip çıkın
bir mhpli olarak dilek hanimin meclisteki tavrindan ve dik duruşundan dolayi kutluyorum.
chp uşak milletveki dilek akagün yılmaz hanım atatürkün ölümünden 50 yıl sonra açıklanmasını emrettiği 10 kasım 1988 yılında kenan evren tarafından kasten 25 yıllık bir yasak konulmuştur ve halen hukuk dışı bir şekilde 25 yıldır gizlenen vasiyetinin açıklanması için tbmm de soru önergesi verdikten sonra hedef haline getirilmiştir ! tüm uşak halkımızın atatürkün 25 yıldır gizlenen vasiyetinin açıklanması için tc cumhurbaşkanını ve başta chp mhp ve diğer partileri ve partilileri harekete geçirmesi gerekmektedir . ve dilek hanıma yardımcı olmaları gerekmektedir bu konu hakkında bizim tbmm de verdiğimiz diğer soru önergeleri ve ankara 12.sulh hukuk tereke mahkemesinde atatürkün gizlenen vasiyetinin açıklanması için açmış olduğumuz dava a.i.h.m de esastan görüşülmeye kabul edilmiştir davanın hukuki boyutları tarafımdan başta cumhurbaşkanı başbakan genel kurmay başkanı mit müsteşarına ve türkiye halkımıza bilgi olarak verilmiştir fakat gizlenen vasiyetin açıklanması halen engellenmektedir
dilek hanımı sonuna kadar desteklemek, sadece bir chp lilik duruşu değil, türk vatandaşlığı duruşudur. lakin esas soru şu; bu chp uşak teşkilatı ne iş yapar, ne işe yarar, vekilin arkasında durmayan hele hele ülke bağımsızlığı adına disipline sevkedilen bir vekile sahip çıkmayan il yönetimini bir partili olarak esefle kınıyorum. il yöneticileri bulunduğunuz makamda geçireceğiniz 5 dakika bile size haramdır, derhal istifa edin, yada bir duruş sergileyin, yazıklar olsun sizlere, inşallah 6 okun, milliyetcilik kısmı bir taraflarınıza batar..
dilek hanima da helal hocam sana da ikinizde de mangal gibi yurek var
dilek ve fuat ikilisi herşeye muhalefettir .şapkalari bile kavgali bir tutum içindelerç.biz chpliler olarak artik genel merkezle kavgali milletvekili ve siyasetçi istemiyoruz.il başkani ile kavgali genel merkezle kavgali uşakla uğraşamiyor çünkü genel başkanla kavga etmekten uşak asira gelmiyor