Uşak'ta İnşaat Sektörünün Baş Döndüren Yükselişinin Sebebi Ne?

 Geçtiğimiz hafta Uşak Ak Parti Gençlik Kolları'nın toplantısına davetli olarak katılan Uşak İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ümit Alp, Uşak'taki inşaat sektörüyle ilgili bazı açıklamalarda bulunmuştu. Alp, inşaat sektörünün Uşak'taki son yıllardaki artışına değinmiş, bu artışı nüfus artışına ve sanayi sektörünün potansiyeline bağlamıştı ve Ege ortalamasının üstünde olduğumuzu söylemişti. Ancak inşaat sektöründeki bu artışın esas sebebi ne? Bu artışa sevinmeli mi yoksa olayın başka boyutlarına bakıp önlem mi almalıyız?

Uşak İnşaat Mühendisleri Odası Ümit Alp'in her hangi bir art niyet taşımadan böyle bir açıklama yaptığı kanaatindeyim zira Uşak'ta inşaat sektöründeki bu artış göründüğünden ziyade nahoş sonuçlar doğurabilir. 

Uşak'ta tecrübesine ve bilgisine inandığım birkaç kişiyle yaptığım sohbet esnasında Uşak halkının bir özelliğinin farkına vardım o da şudur ki; Uşak halkı kar oranını yüksek gördüğü sektöre yönelmekte... 90'li yılların başlarında deri sektörüne yatırım yapan girişimcilerin bu yatırımlarının karşısında elde ettikleri karın yüksek miktarda olması halk arasında 'bu işde güzel para var' gibi yorumların yapılmasına neden olmuş ve bu söylenenler neticesinde sektöre olan ilgi günden güne artış göstermişti. Bu ilgi öyle noktalara gelmiş ki bakkal, manav gibi esnaflar hatta öğretmenler bile bu işe yönelmişlerdi. Fakat 1994'teki devaülasyonun ardından Rusya pazarının elimizden büyük oranda çıkması ve valiz ticaretinin sekteye uğraması sektörün değişim ve glişime ayak uyduramaması gibi sebeplerle sektör bitme noktasına gelmiş ve özellikle küçük esnaflarda iflaslar neticesinden birçok yuva yıkılmış, birçok insan perişan olmuştu. 

Dericilikten sonra halkın getirisini yüksek görüp yatırım yaptığı bir diğer sektör ise battaniyecilik. Bu işin para kazandırdığını gören vatandaş dericilikte olduğu gibi bu alana yönelmiş ve yine birçok insan bu sektöre yatırım yapmıştır. Ancak malesef ki bir süre sonra bu işin sonu dericilikle nerede ise aynı olmuştur. Halen battaniye sektörü Uşak ekonomisinde önemli bri yer tutmaktadır, ancak ehil olmadığı halde sektöre el atan bir çok insan ciddi zararlarla sektörden el çekmek zorunda kalmıştır.

Yaptığım araştırmalar neticesinde elde ettiğim bu veriler Uşak halkının para kazandıran işlere yönelmekte gösterdiği refleksin farkına varmama sebep oldu. 

Uşak'ta inşaat sektöründe, son yıllarda gözle görülen oranda bir artış var. 2002 yılında Ak Parti'nin iktidara gelmesinin ardından Türkiye istikrar sürecine girmiştir. Bu istikrar beraberinde birçok alana yapılan yatırımlarda vatandaşa cesaret vermiştir ve bu alanlardan bir tanesi de İnşaat Sektörüdür. Uşak'ta da bunun etkileri hissedilmiştir. Fakat aradan geçen zamanda halk arasında bu iş para kazandırıyor dedikoduları insanları bu alana iten ana sebep olmuştur. 1999 yılı ile 2002 arasında durma noktasında olan ve çok az sayıda konutu kente kazandıran inşaat sektörü Uşak'ta konut açlığına sebep olmuştu. 2003 Yılı itibarı ile piyasalara kazandırılan istikrar ve güvenin ardından bu sektör canlanmış ve talebin de aşırı olması sebebi ile konut yapan müteahitler ciddi paralar kazanmıştır. Bunun üzerine en çok para kazandıran sektör inşaat ve konut tespitini yapan bir çok ilgili ilgisiz insan müteahitliğe soyunmuş ve proje hazırlayarak sektöre girmiştir. Aynı oranda Uşak'taki emlakçı sayısında da ciddi bir artış gözlemlemek mümkün.

Uşak nüfusu son 10 yılda 16000 artış göstermiştir peki buna karşılık yapılan konutlar fazla değil midir? Projeler sonlandırıldığında, doyum noktasına ulaşıldığında (ki doyum noktasına ulaşılmıştır) bu sektöre yatırım yapanların sonu dericilik ve battaniyecilik gibi mi olacaktır! Üretim talebin üstünde gerçekleşmektedir ve bunun farkında değiliz. Bunun da sebebi yukarıdaki örneklerde olduğu gibi 'bu işte para var' düşüncesidir. Yani bu artışın eses nedeni Ümit Alp'in söylediklerinden ziyade halkın alışkanlığı ve para kazandıran alanlara olan ilgisidir kanaatindeyim. 

Bu artışın sebepleri arasında Alp'in söylediklerinin etkisi olmadığını iddia etmek yersiz olabilir fakat esas mesele olayın reel boyutudur. Ve bu artışın görüldüğü gibi iyi bir yere gitmediğinin farkına varılmalıdır diye düşünüyorum...