Rusya Devletini ve Rus halkını temsilen burada bulunan ve Türk Rus dostluğunun zedelenmemesi için azami gayret gösterdiği bilinen Rusya'nın bize emaneti olan Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov suikaste kurban giderek öldürüldü. Üstelik öldüren kişi Rus Büyükelçiye koruması kadar yakın mesafede idi ve polisti. Evet inanılır gibi değil ama gerçek. Türkiye gibi FETÖ belası ile uğraşan bir ülke böylesi bir dönemde böylesi bir güvenlik zaafiyeti vermişti. Düşünsenize Rusya ile Türkiye arasındaki anlaşmadan ve ilişkilerin bu denli iyiye gitmesinden hem içeride hem de dışarıda rahatsız olan çok önemli kesimler var. Bu kesimler diye bahsettiğim mihraklar gözü dönmüş gibi sağda solda bomba patlatıp masum vatandaşlara askerlerimize ve polislerimize kıyıyorlar. Hatta can havli ile ne yaptıklarını bilmiyorlar ve her şeyi yapmaya müsait bir ruh hali içerisindeler. Üstelik Rus diplomat, en çok rahatsızlık duydukları isimlerin başında geliyor çünkü bu yakınlaşmalara ve iyileştirmelere vasıta olan en önemli isimlerden birisi Putin bir diğeri de Rus Büyükelçi Andrey Karlov; yani Sayın Büyükelçi hedef olmaya en müsait isimlerden bir tanesi ve siz onu korumayı bırakın adeta ellerinizle katiline teslim etmişsiniz gibi bir vahim durumla karşı karşıya kalıyorsunuz. Samimi söylüyorum yanımda yetiştirdiğim Mustafa Yüce ya da Vedat Orhan'ı göndersek İçişleri Bakanı yapsak bu işi layıkıyla beceremeyebilirler belki ama böylesi bir diplomatik skandala imza atılmasına asla müsade etmezler. Kimse kusura bakmasın ama gerçek bu. Çünkü İçişleri Bakanı dediğin kişi Rus Diplomatın üstelik böylesi hassas bir dönemdeki önemini bilir ve malum güçlerin hedefinde olabileceğini de tahmin eder ve Rus Diplomatı çok özel koruma altına alır. Bırakınız koruma altına almayı koruma verdiğimiz adam Rus diplomatı öldürüyor gibi bir durumla karşı karşıyayız anlaşılan.
Bu işler öyle yayın yasağı ile sosyal paylaşım hesaplarını kısıtlamakla olmaz. Böylesi bir rezalet dünyanın hiç bir ülkesinde yaşanmamıştır emin olun. Yayın yasağı var diyorlar televizyonlarda olayın iç yüzünü bize aktarmasını beklediklerimiz, biz internetten katilin polis memuru olduğunu izleyiciler olarak çoktan öğrendiğimiz halde bize yayın yasağı var diye katilin bir polis olduğunu ima yoluyla söylemeye çalışıyorlar, mesleğine atıfta bulunarak. Rezalete bakar mısınız? İzleyicisini aptal yerine koydurtuyorlar televizyondaki gazeteci veya televizyonculara. Sonrasında çıkıyor İçişleri Bakanı'yım diyen kişi açıklama yapıyor ve itiraf ve ilan ediveriyor katilin polis olduğunu ve Rus Halkına Baş sağlığı diliyor. Biz istifasını açıklamasını bekliyoruz İçişleri Bakanımız ise bırakınız istifayı Rus Halkından ve Devletinden özür dilemeyi bile aklına getirmiyor. Neredeyse mahçup bile olmamış diyeceğim ama olmayacak. Neyse daha ileri gitmeyelim. Olan oldu nasılsa; milletçe yüreğimiz ağzımıza geldi hepimiz eyvah dedik; şimdi Putin ne diyecek? Halkına bu durumu nasıl izah edecek? Düşünsenize daha çok geçmemiş uçağınız düşürüleli, şimdi bir de Büyükelçiniz öldürülmüş aynı ülkede üstelik polis tarafından. Uçak düşürüldüğünde dönemin mahalle kabadayısıvari açıklamaları ile ünlenen startejik derinlik sahibi Başbakanı Davutoğlu; emri ben verdim deyip çıkmıştı hatırlarsanız, çocuk gibi yine kabadayıvari bir uslupla. Dünyanın en sığ Başbakanı ünvanını haketti bu açıklama ile demiştim o açıklamasını izleyince dostlarıma. Allah'tan Binali Yıldırım öyle bir talihsiz açıklamaya imza atmadı şimdilik. Neyse olayı duyan herkes Putin'in ve Rusya Devletinin ve Rus halkının nasıl tepki vereceğini merak ederek gözlerini Rusya'dan gelecek açıklamaya çevirdi. Allah'tan Ruslar yine sağduyuyu tercih edeceklerinin sinyallerini veren açıklamalarda bulundu da milletçe yükselen tansiyonumuz bir nebze olsun düştü yeniden.
Tamam ülkemiz ve dünya çok zor günler geçiriyor ayrıca iç ve dış düşmanlarımız can havli ile saldırıp, iç savaş dahil bütün şartarı zorluyorlar. Ama bir hükümette bu kadar da aciz durumda yakalanmazki! Şimdi ne olacak? Rusya bundan sonra nasıl bir tavır takınacak, AKP Hükümetine güvenecek mi bilemem? Putin ilk açıklamasında Büyükelçinin ölüm emrini kimin verdiğini sorgulayacaklarını ve hükümetten emri verenin kim olduğunu ortaya çıkarmalarını isteyeceklerini ima etti. Bilmiyorum Putin'i tatmin edecek nitelikte bir istihbarat çalışması yapılabilmiş midir? Ve bilmiyorum bu melun işin arkasındaki isim ya da isimler kimlerdir? Ama bizim AKP Hükümeti her zamanki gibi öncelikli günah keçisi olarak FETÖ'yü seçecektir kanaatimce. Yani Rus uçağını düşürenin FETÖ'cüler olduğunu ilan edivermiştik ya hani sonradan tıpkı o olayda olduğu gibi bu olayda da FETÖ'nün üzerine atılıverecek gibi görünüyor ilk bakışta. Ama bana sorarsanız FETÖ artık bu güçte değil. Şayet hala bu güçteyse de bu hükümetin içinde FETÖ'yü koruyan kimseler var demektir. AKP içerisinde halen FETÖ'yü koruyan önemli isimler olmasa FETÖ böyle bir organizasyonu nasıl yapabilir Allah aşkına? Demem o ki AKP'nin bu sefer işi hayli zor ve sosyal paylaşım sitelerinden ilk anda gelen tepkilere bakıldığında AKP Rus kamuoyunu ve Rus Devletinin yöneticilerini ikna ve tatmin etse de (ki inşallah eder) Türkiye kamuoyunu pekte kolay ikna edebileceğe benzemiyor. Türk Milleti olaya resmen ateş püskürüyor ve adeta olayın arkasındaki güçlere nefretini kusuyor, AKP'yi de kesinlikle sorumlu tutuyor. En azından ben ilk anda halkın genelde verdiği tepkilerden bunu anladım. Halen AKP'de ısrar edenler dahil nerdeyse hiç kimse oh olsun demiyor bu kez. Hiç kimse Rus Diplomatın öldürülmesini olumlu karşılamıyor ve topyekün bir Millet bu duruma isyan ediyor. Herkes Rusya'nın acısını paylaşıyor kendi sosyal paylaşım hesaplarında, herkes İslam'ın kesinlikle yasakladığı teröre ve teröristlere lanet okuyor ve Rus Halkına mahçubiyetlerini dile getirerek adeta kendi lisanınca üzüntüsünü ifade edip özür diliyor Rus Halkından; hazır yeri gelmişken bende Rus Halkından ve Devletinden bu hatamızdan ya da ihmalimizden dolayı Türk Hükümeti adına özür diliyorum.
Şimdi Hükümete ve siyasilere düşen hiç öyle elleriyle yarattığı canavarları günah keçisi ilan etmek falan olmamalı. Sorumluları derhal bularak cezalandırmalı ve siyasi sorumluların da istifalarını sağlamalı. Hatta üç siyasi partinin lideri de geçtiğimiz günlerde şehit cenazesinde gösterdikleri birliği hükümetin cenazesinde de göstermeli ve üç partinin lideri birlikte hükümetin istifa kararını açıklayıp, ülkeyi salimen seçime götürecek bir milli mutabakat hükümeti kurulacağını ilan etmeliler. Yani Hükümet hiç vakit kaybetmeden derhal istifa etmeli ve kurulan milli mutabakat hükümeti ülkeyi salimen seçimlere götürmeli. Siyasilerin sine-i millete dönme ve millete yeniden danışma zamanının geldiğini son günlerde yaşananlar bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Ne olursa bir iktidar gider sizce? Hangi elim hadise bir hükümeti istifaya mecbur eder? Düşünsenize yolsuzluk iddiaları ve hukuksuzluk almış başını gitmiş ülkemizde. Dünyada hükümet üyelerimizi muhatap kabul eden devlet adamı ya da siyasetçi kalmamış. Ülkemiz yapayalnız, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde pek çok şehir ve ilçe yer ile yeksan olmuş vaziyette. Hayat bu şehirlerde adeta durmuş gibi bir hal var ortada. Ülkemize milyonlarca mülteci akın etmiş aç biilaç sokaklarda kalıyorlar. Kilis'i IŞİD boşaltmamızı istiyor. Ankara'da, İstanbul'da, Kayseri'de bombalar patlatılıyor ülkede can güvenliği kalmamış. Adalet Sarayında kimin eli kimin cebinde belli değil gibi bir durum var. Savcılar ve Hakimlerin siyasilerin politik rakiplerini iftira ya da kumpaslarla cezaevine attırdığı ya da attırmaya zorlandığı iddialarının her yerde konuşulduğu bir zeminden geçiyoruz. Ülkemize güvenip emanet edilen Büyükelçiler canlı yayında vurulup öldürülüyor, İçişleri Bakanımız, Büyükelçisi ülkemizde malesef öldürülen ülkenin halkına başsağlığı dileklerini iletiyor. Sizce ortada hükümet mi kalmış? Hükmetmekten aciz akletmekten aciz insanların yönettiği bir ülke değilsek neden bu kaderi yaşıyoruz? Suçu hep iç ve dış mihraklar adlı canavara yükleye yükleye devam mı edeceğiz?
Bana sorulursa Millete sorulmalı yeniden, bunca olan bitenden sonra siz hala bu siyasileri Meclise göndereceğinize emin misiniz? Hala bu insanların bu ülkeyi yönetecek liyakat ve ehliyette olduğu düşüncenizde ısrar ediyor musunuz? Sorusuna muhatap edilmeli Millet ve tercihi sorgulanmalı. Hiç kimse bana seçim çözüm değil falan demesin. Bunca problemi ve sorunu ancak sorumluluğu Milletin üzerine bina ederek halledebiliriz. Milletin tercihi doğrultusunda hareket edilirse hiç değilse sorumlu Türk Milleti olur. Velev ki bölünme ya da yok olmayla da sonuçlansa süreç, ki bu riskin çok ciddi bir ihtimal olduğu artık hepimizin malumu; sorumlu Millet addedilmesi için Milletin önüne yeniden sandık konulmalıdır. Ben şahsen bu işin FETÖ ile ilgisi yoksa bile FETÖ'cüler tarafından yapıldığını ve yaptırıldığını düşünüyorum. Çünkü Rus diplomatı sırtından vurmuş suikasti gerçekleştiren kişi. Sırttan vurmak FETÖ'nün yetiştirdiği adamların işidir. Onun için Hükümet sırtından vuruldu, Erdoğan sırtından vuruldu ille de İçişleri Bakanı sırtından vuruldu sayıyorum ben ve sırttan vuranın kimliğini öğrenmek istiyorlarsa kim sırttan vurmayı öğretiyorsa o adresin yetiştirdiği isimler arasından bakılmalı diyorum. AKP kendi içindeki kendisini sırtından vuran siyasileri temizlemediği sürece iktidar olsa da müktedir olamaz. Bu çok açık ortaya çıkmıştır. Bu yüzden de Meclisteki Milletvekillerinin tümünü gözden geçirme imkanı bulacağı bir seçime ülkeyi götürmelidir. MHP'de ha keza yine oy aldığı tabana Başkanlık sistemini ve AKP politikalarını bu kadar aleni destekleyeceğini vaad ederek oy istememiştir. Bahçeli çıkıp bugün yaptıklarının mantığını kendi seçmen kitlesine tekrar izah etmeli ve yeni yol haritasını ortaya koyarak seçmenden destek istemelidir. Çünkü seçimlerden sonra bu kadar çok politika değiştirilmesi hiç uygun değildir. Bu yüzden MHP'nin de seçim demesi gerekmektedir. CHP'de yine aynı şekilde geçtiğimiz seçimlerde yaptığı hataları yapmadan, eksiklerini gidererek daha ciddi Milletin istediği söylemleri bir mantığa oturttuğu projelerle çıkmalıdır bu kez halkın karşısına. Özet itibarı ile Millet Meclisine şöyle sesleniyorum: Bırakın şimdi kendinizin bile inanmadığı Başkanlık sistemi tartışmalarını ve dalga geçer gibi referanduma gideceğiz teranelerini de, milletin önüne sandığı koyun lütfen, tabi millet sandığa gidip sizi oy vermeye değer bulursa!
geberin leik soysuz kefirle siz domuz suruleri neyin kefesini yesiyodunuz eteistyobezler