Yaşam Hakkını Elinden Alanın, Yaşamaya Hakkı Var mı?
Keşke idam bu fıkradaki kadar kolay ve eğlenceli birşey olsa. Ama idam toplumu derinden etkileyebilecek bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.
Geçen günlerde Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, çocuk cinayetlerinin ardından gündeme gelen 'idam' talepleri için, ‘Vicdanları sızlatan suçlar için idamın geri getirilmesi tartışılabilir’ dedi.
İdam tartışmaları altı yaşında bir çocuğun tecavüze uğradıktan sonra benzin dökülerek yakılmasından sonra daha bir hararetle gündemde yer aldı.
Dünya'da ve Türkiye'de İdam
Cezaların en büyüğü olarak kabul edilen idam şu an dünyada 74 ülkede uygulanırken, 25 ülkeninde ceza kanunlarında şu an idam yer alıyor. Dünyada, demokratik ülkeler arasında Avrupa ve Latin Amerika devletleri idam cezasını yürürlükten kaldırmıştır (Amerika Birleşik Devletleri, Guatemala ve Karayipler haricinde). Asya ve Afrika'da bulunan demokrasilerde ise idam cezası halen yürürlüktedir. Demokratik olmayan ülkelerde idam cezasının kullanımı yaygındır. Ayrıca Avrupa kıtasında sadece Belarus, Rusya, Kazakistan ve Letonya'da idam cezası vardır. Ancak sadece Belarus idam cezalarını infaz ederken, Rusya ise aldığı moratoryum nedeniyle 1996 yılından beri idam cezası uygulamamaktadır. Kazakistan ve Letonya'da ise sadece özel durumlar için idam cezası yürürlüktedir.
Türkiye'de idam cezası, ilk önce 2002'de savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar, 2004'te ise tüm suçlar için kaldırılmıştır. 5218 sayılı kanunla tamamen kaldırılmıştır.
Ekim 1984'ten itibaren mahkemeler tarafından verilen idam cezaları Meclis’te onaylanmadığı için infaz edilmemiş, 1991 yılında çıkarılan bir afla 500 civarında idam cezası dosyası, 10 yıl ağır hapse dönüştürülmüş ve 2002'deki yasayla da fiilen uygulanmamış olan tüm idam kararları, ömür boyu hapse dönüştürülmüştür.
1990'lı yıllarda birçok idam kararı verilmiştir ancak infaz edilememiştir. Bunlardan en önemlisi Abdullah Öcalan'ın 29 Haziran 1999'da idam cezasına çarptırılmasıdır. Cezası 25 Kasım 1999'da Yargıtay tarafından onandıysa da idam cezasının AB uyum yasaları ile kaldırılmasından dolayı cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilmiştir.
Ülkemizde özellikle sağ ve sol görüşlü bir çok insan sırf siyasi düşüncesinden dolayı idam edilmiştir. Artık siyasi görüşünden dolayı birilerinin idamı konuşulmasa da, ahlaki boyutta yaşanan çöküntüler ve özellikle çocuk tecavüzleri idamı yeniden konuşulur hale getirdi.
İdam Cezası Hukuksal Olarak Geri Gelebilir mi?
Çocuk cinayetleri gibi insanlık dışı haberleri okuyan bir çok insanın aklına ilk gelen çözümdür " asın gitsin ". İdam cezasının Türkiye'de yeniden geri gelebilmesi için Anayasa'daki 38. ve 90. maddede ki değişikliklerin öncelikle ortadan kaldırılması gerekiyor ki, AB uyum yasalarını da düşündüğümüzde bu hiç kolay gözükmüyor. Türkiye idam cezasını yeniden getirirse AB ile zar zor giden ilişkiler resmen askıya alınır. Bu durumda AB için idam cezasının geri getirilmesi insan haklarına karşı yöneltilen "ciddi ve sürekli" bir ihlal anlamına gelecektir. Eğer ilişkiler askıya alınırsa bunun sadece siyasi sonuçları değil aynı zamanda ekonomik sonuçları da olacaktır.
İdam cezası insanı ilgilediren en temel değer olan yaşama hakkını ilgilendirdiği için, işin içinden çıkılması çok zor bir konudur. Aslında konuya idam cezasının uygulanabileceği suçlara verilen cezalar açısından bakmamızda fayda var. Eğer şu an üzerinde konuştuğumuz ve idam cezasının verilmesi gerektiğine inanılan suçlara adalet toplum vicdanını yaralamayan cezalar verse belki de idam cezaları bu kadar gündeme gelmeyecekti.
İdam cezasının uygulandığı ABD'de, idam cezası uygulanan eyatlerde diğer eyaletlere göre benzer suçların daha fazla yaşanıyor olması da idam cezasının tam anlamıyla suçun azaltılmasına yönelik bir başarı sağlayamadığını gösteriyor. ABD'de ki cinayet oranları da, idamın uygulanmadığı Avrupa'dan daha yüksek seviyede bulunuyor.
İdam Kararı Haklı Olabilir mi?
İdam kararı verilirken en zor soru, idamın haklılık içerip içermediği sorusudur. İdam gibi bir kararda doğruyu bulmanın adalet açısından çok zor olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Deniz Gezmiş, Adnan Menderes idam edildiğinde belki de bu ülkede o tarihte yaşayan bir çok insan bu idamlara haklılık payı verirken, günümüzde hemen hemen hiç kimse bu idamlar için evet doğru idamlardı diyemiyor. Yani idam kararı devrin şartlarından ve gerçeklerinden etkileniyor.
Şeriatla yönetilen bir ülkede zina idam kararı için yeterliyken, bizim ülkemizde zina neredeyse adi ve basit bir suç olarak kabul ediliyor. Ak Parti hükümeti gider yerine radikal bir hükümet gelirse ve İran gibi rejim muhalifliği idam cezası ile cezalandırılır derse o zaman ne olacak, bu da tartışılması gereken diğer bir konu.
Gelişmiş toplumlarda ceza vermenin temel sebebi, kişiyi rehabilite edip yeniden topluma kazandırmaktır. Ancak işte bahsi geçen konularda, yani çocuk tecavüzü gibi konularda bu kişilerin nasıl rehabilite edilip topluma kazandırılabileceği kafa karıştıran bir konudur.
Eğer idamın mantığında aynı acıyı karşıdakinin de çekmesi söz konusu ise, bu kıstas durumu adalet mekanizmasında farklı ve tehlikeli sonuçların oluşmasına sebep olabilir.
Suça Meğilli Bir İnsanı İdam Durdurabilir mi?
Emin olun suça meğilli bir insanı idam cezası durduramayabilir. Zaten bu suçu işleyeceğini kafasına koymuş bir kişi ne olursa olsun o suçu işleyecektir. Burada asıl sorgulanması gereken devlet tarafından verilen cezaların yeterli olup olmadığı sorusudur. Adalet mekanizması düşünce suçlarında cezaları çok rahat şekilde verebilirken, insanlık vicdanını yaralayan suçlara yeterli cezayı vermediğinde, bu tür insanlık dışı suçlar daha kolaylıkla işlenebilir hale geliyor.
Burada unutulmaması gereken diğer bir konuda, insanlık dışına çıkmış bu suçların temelinde cehaletin, eğitimsizliğin ve sevgisizliğin olduğudur. Türkiye'de suça meğilli insanları bu cehaletten kurtarmak adına yeterli bir eğitim sistemine sahip olduğumuzu söylemek yanlış olur. Biz de psikolog ve psikiyatriste gitme oranı o kadar düşük ki. Ruhsal sorunlarını kimseyle ve yetkili kurumlarla paylaşmayan bir çok birey ileride işleyecekleri suçlara maalesef zemin hazırlıyorlar.
Hatırlarsınız geçen ay İran'da yedi yıl önce 18 yaşındayken bıçaklayarak öldürdüğü Abdullah Hüseyinzade'nin annesi oğlunun katilini idam sehpasında son dakikada affedip onu tek bir tokatla cezalandırmıştı. Ardından idama mahkum edilen adamın annesi, oğlu öldürülen annenin ayaklarına kapanarak af dilemişti. Bu acı sahne hala gözümüzün önünden gitmedi.
Türkiye modernleşme adına adımlar atarken, idam cezasının geri gelmesi belki de Türkiye'yi demokratikleşme adına geri götürecektir. Çocuk tecavüzleri gibi toplum vicdanını derinden yaralayan aşağılık suçlar için nasıl bir önlem alınacağı, eğitim sisteminin bu ülke de nasıl ileri taşınabileceği, adaletin tam olarak nasıl sağlanabileceği de çözülmesi çok zor olan sorunlar olarak herkesin kafasını karıştırmaya devam ediyor.
İdam cezası geri gelsin mi gelmesin mi, bence bunu tartışmadan önce, bu tür suçların neden işlendiği detaylı şekilde araştırılmalıdır. Toplumdaki bireylerin çocukluktan itibaren doğru davranışı sergilemeleri için gerekli eğitimlerin en uygun şekilde verilip, bu ağır suçları işleyen bireylere toplum vicdanını rahatlatan cezaların verilmesi, idam tartışmasının daha doğru bir zeminde yapılmasına yardımcı olacaktır.
Yaşamak en büyük haktır, yaşam hakkını elinden alanların cezasının idam olup olmayacağı da bu toplumun ahlaki kriterleri ne şekilde yaşayacağına bağlıdır.
Saygılarımla Efendim...
idam cezası sınırlıda olsa gelmeli, başkalarının yaşama hakkını elinden alanın yaşama hakkı olamaz, idamla caydırılamayabilir ancak bir daha o suçu işlemesine engel olunmuş olunur. öldürülen kişinin kendi çocuğunuz,kardeşiniz veya anneniz babanız olsa ne yapardınız.
bir müslüman, idam cezasının kalkmasını isteyemez, bir insan islama inanıyorsa hırsızın elini kesmeye karşı olamaz !
"ve, hırsızlık yapan erkek ve kadının yaptıklarına karşılık olmak üzere, allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin. ve allah azîz'dir, hakîm'dir"
mâi̇de suresi-38. ayet
güzel bir inceleme yazısı olmuş, ancak ne olursa olsun ben idamın ınsanlık sucu oldugunu düşünüyorum
devlet malını yiyenleri asacaksın.tecavüzcüyü direk hadım edeceksin devlet malını yiyene kesinlikle af yok
evet i̇dam cezasi geri̇ gelmeli̇ vatan hainleri ve tacizciler idam edilmeli
idam cezası geri gelmeli hak edene idam cezası vereceksin, ama dahası var ceza evleri ceza evi olmalı otel değil. tamam insanlık dışı uygulama istemiyoruz fakat otel gibide olmamalı mahkumlar becerilerine göre çalıştırılıp ülke ekonomisine katkıda bulunmalı