Kahraman bir Çanakkale gazisi torunu, Çeceli Kara Murat’ın köyünden bir fert, Uşak Haber Merkezinin editörü ve köşe yazarı olarak, Çanakkale Zaferini konu alan bu minnet dolu cümleleri kaleme almaktan onur ve gurur duyuyorum. Damarlarımda hissettiğim onur ve gururun hissiyatını kelimeler izin verirse, inançla başlayan bir devrim ile zaferin, zafer benimdir diyebilenlerin hakkı olduğunu ve bu hakkın teslim olacağı günlere geldiğimizi artık apaçık delilleriyle gördüğümüz, inancımızın hiç bitmediği ve bitiremeyecekleri imanla, yüreğinde bu kıvılcımı taşıyan ruhları selamlamanın verdiği coşku içerisindeyim.
Çok şükür öyle bir imanla bezenmiş ki kahraman Türk milletinin asil ruhu, bir ölüp bin doğduk hep. Ve hep Atatürk’ü sevenlerin bedenlerinde zuhur eden asil kan ruhunu taşıyanların içinde yaşadığı maneviyatı, düşmanların bir türlü bitiremedikleri inancı taşıdık. İşte dünyada timsali görülmemiş bu büyük destan, İmanı ve inancıyla yine dünyada timsali görülmemiş pak ehlibeyt soyunun eri olan, Allah’ın Türk Milletine lütfettiği müjdesi ve mucizesi bir komutanın eseridir.
Merminin havada mermiyle çarpıştığı bir cenk meydanı düşünün. Zalim düşmanların elindeki tüm güçlü dehsisatı ile yıkıma geldiği, yağmur gibi askerime kurşun yağdırdığı gözün gözü görmediği can pazarı bir meydan. Hayal edin, cengaverlerin kudurmuş düşmanın karşısında nasıl bir imanla kendini siper ettiğini. Ve yüreğindeki iman aşkının kudretiyle geriye dönmeyi hiç düşünmediğini. Heyy gidi Heyyy.. Kim durabilir ölümün karşısında bu kadar pervasız, ve kim yürüyebilir yüzünde tebessüm şehadet kucağına…
Mustafa Kemal’in Atatürk olduğu cephedir Çanakkale Cephesi. Her cephede savaşmış, hain düşmanların nefes aldırmayasıya insanlık dışı taarruzlarına maruz kalmış, kendi hükümdarlarının bile ihanet içerisinde olduğu, orduların dağıtıldığı, silahlarının yağmalandığı, Atatürk gibi askeri bir zekanın cepheden uzak tutulmaya çalışıldığı bile bile Türk ordusunun kaderine bırakıldığı cephedir bu cephe. Türk ordusuna kesin yenilecek gözüyle bakıp küçümseme hatasına düşecek gafletle topyekün tüm gücüyle 7 düvelin bir olup saldırdığı bir cephe. Ardarda girdiği savaşlar sonucu yorgun ve bitkin düşmüş, milletin vatan millet aşkından ve iman dolu göğsünden kudretini kuvvetini aldığını bilmeyen, madden güçlü manen zavallı alçak düşman, savaşın sonucu karşısında şaşkına dönmüştür. Böyle şanlı bir ordunun, emsali görülmemiş, bedenini siper ettiği bir savaş daha görülmemiştir ki üstüne bir destan daha yazılsın.
Düşünüyorum da ahirette genç, ihtiyar, kadın çocuk demeden cephelere koşmuş canı pahasına vatan millet müdafasını kendine vazife bilmiş o mübarek insanların yüzüne bakabilecekmiyiz? Daha genç bir kızın elini tutmadan cepheye koşmuş, gençliğinin baharında vatan millet sevdasıyla canından geçmiş 15’liklerin hakkını nasıl ödeyeceğiz? Cephede bebeğinin kundağını çıkarıp mermilere sarmış annenin yüreğindeki evlat yangınını nasıl söndüreceğiz? Ancak ve ancak onların bizden razı olmasının tek bir yolu vardır ki o da yurdumuza alçakları uğratmamak ve ecdadımız gibi siper edip bedenimizi canı pahasına savunduğu ve bizlere emanet ettiği bu vatana sahip çıkmaktır.
Çanakkale cephesi sadece insanlığın değil Allah’ında apaçık mucizeler göndererek yardım ettiği bir cephedir. Ki böyle inançlı gözü kapalı şehadete koşan bir millete yaradan mevlanında mucizeler göndererek yardımcı olması davanın mübarekliğini kanıtlar niteliktedir. Türk tarihinin bu kadar köklü ve tertemiz bir geçmişe sahip oluşu elbette bizlere Allah’ın lütfu, tertemiz kalplerimizin ömrümüze helal katığıdır.
İçinde bulunduğumuz çağda algı politikası ve görünmez düşman ve silahların taarruzuna maruz kaldığımız, çoğumuzun haberdar dahi olmadığı 3. Dünya savaşındayız. Rabbimiz yine yanımızda ve yine bizlere yardımcıdır. Emperyalist sistemin ülkemizi korku politikası güderek sürüklediği ekonomimizi çökerterek vatandaşımızı muhtaç hale düşürme girişimleri apaçık ortadadır. Ancak Çanakkale Cephesinde de aynı gaflete düşüp bizi küçük görenler, tarihin tekerrür ettiğine şahit olacak ve Türk Milleti’nin iman dolu göğsünde yaşayan vatan, millet, bayrak aşkıyla geldikleri gibi geri gideceklerdir. Sinsi taarruzlar güderek bizi salak yerine koyanların, algı politikasıyla sadece bir gölge oyunu oynadıklarını kendilerine hatırlatır, hadlerini bilmeye davet ederiz.
Bu millet değil 3. Dünya Savaşı 10. Dünya Savaşına bile giriyor olsa 11.yi siz planlarken biz plan dahi yapmadan Allah’ın yardımıyla yine zafer kazanır, Atatürk’ün dediği gibi milletimizin ilelebet payidar kalacağını biliriz.
Çanakkale Şehitlerimizi ve Gazilerimizi Minnet ve Saygıyla Anıyoruz.
Ruhları Şad Olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene!